_FoRuMu yAşAtAn yOrUmDuR_
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


_FoRuMu yAşAtAn yOrUmDuR_
 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 İran'lı bir gazetecinin itirafları

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
eraycan
ÇAYLAK ÜYE
ÇAYLAK ÜYE



Mesaj Sayısı : 9
Nerden : Kocaeli
GÖNDERİM :
İran'lı bir gazetecinin itirafları Left_bar_bleue1 / 1001 / 100İran'lı bir gazetecinin itirafları Right_bar_bleue

Kayıt tarihi : 18/05/08

İran'lı bir gazetecinin itirafları Empty
MesajKonu: İran'lı bir gazetecinin itirafları   İran'lı bir gazetecinin itirafları EmptyPaz Mayıs 18, 2008 5:30 am

İRAN'lı bir gazetecinin itirafları
Umarım bizim hatalarımızdan birileri ders çıkarır!

Bugün Bahman Nirumand isimli bir gazeteci-yazarın anlattıklarını sizinle paylaşmayı istedim...
Elbette bu yaşananların Türkiye ile hiçbir bağlantısı yok...
Yine her yaşanan bir tecrübedir...
Bahman'ın tecrübesini paylaşmak istedim sadece sizinle...

Merhaba. Benim adım Bahman Nirumand. İranlı bir gazeteci-yazarım.
Şahın devrilmesinde aktif rol oynayanlardanım.
Ve aynı zamanda mollaların, demokrasi ve özgürlük getireceğine inanan
milyonlarca solcu, demokrat, liberal ve milliyetçi insandan biriyim.
Evet, Humeyni yeryüzünde cenneti vaat etti bize. Demokrasi gelecek,
kimse fikirleri ve siyasal görüşleri yüzünden tutuklanmayacak, işkence
yapılmayacak, kadınlara eşit haklar verilecek, giyim serbest olacaktı.

ÜZERİNDE DURMADIK

Her şey 14 Ocak 1979 tarihinde değişti. Şah, İranı terk etti. Ardından
İran tarihinin en büyük yürüyüşü Tahran’da yapıldı. Sansür, yasak
yoktu, istediğimiz gibi bağırıyorduk.
Ertesi gün gazetede, bir hırsızın genç mollalar tarafından yakalanıp,
adına İslam Mahkemesi denilen bir mahalli heyet tarafından 35 kamçı
cezasına çarptırıldığı haberini okuduk.
Haberi ciddiye almadık; Üç beş sapsızın işi dedik.
Bu arada bira-şarap fabrikalarının yakılması, sinemaların tahrip edilip
filmlerin sokaklara atılması gibi olayların üzerinde hiç durmadık. Ufak
tefek şeylerin toplumun demokrasi ve ulusal bağımsızlık yolundaki
çabaları etkilemesini istemiyorduk.
Biz bunları söylerken, mollalar tarafından, kadın ve erkeklerin yan
yana yüzemeyecekleri; okullarda aynı sınıflarda olamayacakları;
birlikte spor yapamayacakları gibi gerici kararlar ardıardına alınmaya
başlandı.
“Müslüman kadınların yanında fahişelerin yeri yoktur denilerek
kadınlara örtünme zorunluluğu getirildi. Özellikle üniversitelerde bu
yüzden çatışmalar çıktı.
Bu çatışmalardan rahatsız olduk; kadın sorununun güncelleşip ön plana geçmesini istemiyorduk!
Peçesiz, başörtüsüz sokağa çıkan kadınlar artık açıkça, gözümüzün önünde dövülüyordu. Bazı kadınların yüzüne kezzap atılıyordu.
Biz ise hala büyük laflar ediyorduk; bu tür olayları devrimin
kaçınılmaz sancıları olarak görüp umursamıyorduk! İttifak Eylem Birliği
gibi terimlerin peşinden koşup duruyorduk.

GEÇİŞ SANCILARI SANDIK

Humeyni, Bütün sorunlarımızın sebebi, cemiyetimizdeki
ahlaksızlıklardır. Bunların kökünü kazımalıyız diyor; genç mollalar
terör estiriyordu. Kitabevleri yağmalanıyor; gazete bayileri ateşe
veriliyordu.
Şirazda İslam Mahkemesi eşcinsel ve fahişe olduğu gerekçesiyle dört
kişiyi idam ediyordu. Benzer olay Tahranda da gerçekleşiyor, üç fahişe
ve üç eşcinsel kurşuna diziliyordu.

Şimdi düşünüyorum da, insan zamanla her türlü aşağılanmaya alışıyor
galiba. Hiçbirini görmüyorduk; basmakalıp analizlerimizin doğru
olduğuna o kadar inanıyorduk ki!..
Oysa toplum hızla dincileştiriliyordu. Alınan her kararda Tamam bu sonuncusu diyorduk. Ama arkası hep geliyordu.
Kızların evlenme yaşı 18den 13e düşürüldü. Parfüm, ruj, saç boyası,
mücevher gibi kadın malzemelerinin yurda girişi yasaklandı. Kadın
çamaşırı satan mağazaların vitrinlerine sutyen, kombinezon vs.
koymasına bile izin yoktu.
Kamu dairelerinde kadın memurlara tesettüre girme emri çıkarıldı.
Biz aydınlar hep aynı düşüncedeydik: Demokrasi ve özgürlüğe geçiş sancılarıydı bu tür vakalar! Abartmaya gerek yoktu.

REFERANDUM OYUNU!

Üç ay önce Humeyni, Pariste komünistler de dahil olmak üzere her
görüşün rahatça örgütleneceği bir demokrasiden, özgürlükten
bahsederken, şimdi tüm solcu, milliyetçi ve liberalleri İslam düşmanı
ilan etmişti.
Mollaların en iyi siyasi stratejileriydi; işlerine gelmediği zaman hemen gündemi değiştiriyorlardı.
Referandum meselesini gündeme getirdiler. Halka soracaklardı: İslam Cumhuriyetini istiyor musunuz, istemiyor musunuz?
Kuşkusuz bu bir oyundu...
Yapılan propaganda belliydi; dediler ki: İslama evet mi, hayır mı diyorsunuz?
Biz bu oyunu biliyorduk ama şöyle düşünüyorduk: Önemli olan
Cumhuriyettir; serbest seçimlerdir; demokratik haklardır;
özgürlüklerdir. İslam Cumhuriyeti bunu sağlayacaksa neden karşı çıkalım?
Sonuçta, evet diyen 20 milyon, hayır diyen ise sadece 140 bindi.
Mollalar bu referandum sonucunu çok iyi kullandılar. Güya tüm ülke
yaptıklarını onaylıyordu. Artık televizyondan sonra basın da ellerine
geçmişti. Sanki tüm muhaliflerin sayısı 140 bin kişi gibi gösterdiler.
Halbuki 20 milyon içinde bizim oyumuz da vardı. Ama artık bizim
sesimizin çıkmasına izin verilmiyordu.

HALKI ANLAYAMADIK

Mollalar güçlendikçe saldırganlaştılar.
Örneğin, tirajı bir milyon olan liberal Ayendegan Gazetesini
kapattırdılar. Sıra sonra Keyhan Gazetesine geldi; muhalif yazarların
işten çıkarılmasını sağladılar.
Özgürlük, demokrasi ve bağımsızlık için ayaklanan halkın, bu kadar kısa sürede değişeceğini düşünememiştik.
Sanmıştık ki, mollaların gerici yasalarına/kurallarına halk karşı
çıkacak. Halbuki tersi oldu; mollalar yasak, sansür getirdikçe
arkalarından gidenlerin sayısı arttı.
Örtünmek moda oldu!
Tüm bunlara gelip geçici bir fırtına diye bakmak ne büyük yanılgıydı.
Komünistlerden, solculardan, demokratlardan, milliyetçilerden sonra liberal İslamcılar da zamanla mollaların hedefi oldu.
Şah döneminden daha çok insan cezaevlerine konuldu; idam edildi.
Milyonlarca insan canını kurtarmak için yurtdışına kaçtı.
Kaçanlardan biri de bendim.
Umarım bizim hatalarımızdan birileri ders çıkarır.

alıntı
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Admin
***Admin***
***Admin***
Admin


Erkek
Mesaj Sayısı : 77
Yaş : 30
Nerden : _GeBzE_
Lakap : SERkAN11
GÖNDERİM :
İran'lı bir gazetecinin itirafları Left_bar_bleue57 / 10057 / 100İran'lı bir gazetecinin itirafları Right_bar_bleue

Kayıt tarihi : 16/05/08

İran'lı bir gazetecinin itirafları Empty
MesajKonu: Geri: İran'lı bir gazetecinin itirafları   İran'lı bir gazetecinin itirafları EmptyPaz Mayıs 18, 2008 10:42 am

PAYLAŞIM İÇİN TŞK. KANKA
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://forumyorum.yetkinforum.com
 
İran'lı bir gazetecinin itirafları
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
_FoRuMu yAşAtAn yOrUmDuR_ :: Kültür ve Sanat Dünyası :: Beyin Fırtınası-
Buraya geçin: