_FoRuMu yAşAtAn yOrUmDuR_
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


_FoRuMu yAşAtAn yOrUmDuR_
 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 BİLGİSAYARIN TARİHİ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
***Admin***
***Admin***
Admin


Erkek
Mesaj Sayısı : 77
Yaş : 30
Nerden : _GeBzE_
Lakap : SERkAN11
GÖNDERİM :
BİLGİSAYARIN TARİHİ Left_bar_bleue57 / 10057 / 100BİLGİSAYARIN TARİHİ Right_bar_bleue

Kayıt tarihi : 16/05/08

BİLGİSAYARIN TARİHİ Empty
MesajKonu: BİLGİSAYARIN TARİHİ   BİLGİSAYARIN TARİHİ EmptyCuma Mayıs 16, 2008 7:42 am


Hiç birşey bilgisayardan daha fazla modern yaşamı etkilememiştir. Daha
iyi veya daha kötü bilgisayarlar yaşamımızı etkilemekte, hesaplama
işlevinin dışında, süpermarkette ürünlerin scan edilmeseinden fatura
hesaplamasına ve stok kontrolüne, ATM mekineleri ile bankacılık
işlemleri yapabilme dahil olmak üzere, günümüzde çok değişik alanlarda
toplumun her kesimine hizmet vermektedir. Bilgisayarların yaşamımız
üzerindeki etkisini ve gelecekte yaşamımızda yapacağı etkileri anlamak
ve takdir etmek için, geçirdiği aşamaları görmek gerekir.

1945 yılında A.B.D. Hükümeti tarafından yayınlanan bir raporla
düzenlenmiş olan bilgisayarların temel spesifikasyonları günümüzde de
hala yaygın bir şekilde takip edilmektedir. O zamandan günümüze kadar
meydana gelen yenilik ve değişiklikler iki kategoride toplanabilir:

Bunlardan birincisi, bilgisayarı oluşturan elementlerde meydana gelen
ilerlemelerdir ki, hızlı işlemciler, geniş depolamam kapasitesi,
gelişmiş fiyat/performans gibi.
İkinci kategori bilgisayarın işletim modundaki ilerlemedir ve bunda
sürükleyici güç, hükümet tarafından finanse edilen akademi çevresidir.
Bu tür ilerlemedeki beş önemli örnek ise, yüksek seviyeli programlama
dilleri, real-time bilgisayar, zaman paylaşımı, networking ve grafik
özelliklere dayalı insan-bilgisayar iletişimidir.

İnsanlar Bilgisayarların Görevlerini Görürken...

İkinci Dünya Savaşı sıralarında bilgisayar sözcüğünün Oxford İngilizce
Sözlük’te anlamının “hesap yapan insan; hesap makinesi; bir gözlemde,
ankette vs. hesap yapmak için istihdam edilen insan” olarak yer aldığı;
elektronik bilgisayarların da bilgisayar görevini gören insan ile büro
memurlarının görevini birleştirdiği söylenebilir.

Bilgisayar görevini gören insanları kullanarak geniş ölçekte veri
işleme işlemlerini organize etme teşebbüsleri, ilk olarak logaritmik ve
trigonometrik tablolar gibi matematiksel tabloların oluşturulması
olmuştur. Bunlar zaman kazanmada çok önemli fonksiyon görmekle
birlikte, genel amaçlı tablolar idi.

19. yüzyılın ilk çeyreğinde, geniş ölçekli veri işleme fikri çok yaygın
olmamakla birlikte, bu işlem çoğunlukla manuel olarak yapılmaktaydı. Bu
konudaki en önemli örnek, Londra’daki bankerlerin birbirlerine karşı
olan çeklerini karşılıklı olarak ciro ettikleri “Clearing House”
olmuştur. Burada 1839 yılında bir yılda karşılıklı olarak hesaplanan
para 954 İngiliz Poundu idi ve geniş bir odada bankaların memurları
tarafından yürütülen bu işlemin tutarı günümüzün parası ile 250 milyar
A.B.D. Dolarına denkti.

Bu konudaki bir diğer örnek olan, İngiltere’deki Merkezi Telgraf
Ofisi’nde 1875 yılında 1200 kişi istihdam edilirken, 1900’lü yılların
başında istihdam edilen kişi sayısı 4.500’ü günlük gönderilen telgraf
sayısı da 120.000-165.000’i bulur.

18 ve 19. yüzyıl arasında veri işlemede hemen hemen hiçbir ofis
makinesi kullanılmamakta, bugünkü ofislerde bilgisayarlar tarafından
yapılmakta olan rutin işler o zamanlarda istihdam edilen kişiler
tarafından yürütülmektedir.

Avrupa ile kıyaslandığında A.B.D. veri işlemede, çok daha sonraları
sahneye çıkmıştır. Bunun nedeni ise, o zaman A.B.D.’nin ekonomik
gelişmede, Avrupa’yı 20-30 yıl geriden takip etmesiydi. İngiltere,
Almanya ve Fransa 1830’lu yıllarda endüstrileşirken, A.B.D. hala bir
tarım toplumudur ve endüstrileşmesi, Sivil Savaş sonrası başlamış
olmakla birlikte bu gecikme, A.B.D.’ye yeni ofis teknolojilerini
kullanma avantajını da beraberinde getirmiştir.

Veri işlemenin çok yaygı olduğu bir diğer birim de, A.B.D. İstatistik
Bürosu’dur ve burada çalışan kişi sayısı 1870 sayımında 438, üretilen
istatistik raporu 3.473 sayfadır. Üretilen istatistik raporu 1880
yılında 21.000 sayfaya ulaşmıştır. Üretilen istatistiki bilginin
çokluğunu ve bundan kaynaklanan problemleri gören ve buna çözüm arayan
kişi, delikli kartları üreten ve daha sonra da IBM’in kuruluşuna kadar
uzanan International Tabulating Machine firmasını kuran Herman
Hollerith olur. Hollerith’in fikirlerini pratiğe dökmesi ve düşündüğü
makinenin üretilerek istatistikte kullanılması 1890 sayımını bulur.
Delikli kart kullanarak yapılan sayım sonucu istatistik 6 hafta sürer
ve bu sürenin sonunda sonuç açıklanır. Bu istatistiği işlemek 2.5 yıl
sürer, bir önceki sayımdaki sürenin 7 yıl olduğu ve sayımın delikli
makineler sayesinde 5 milyon A.B.D. Doları daha ucuza geldiği göz önüne
alınırsa Hollertih’in makinelerinin ne kadar iş yapacağı o zaman ortaya
çıkar. Hollerith bu sistemi nasıl keşfettiğini de bir röportajda, tren
kondüktörünün biletleri işaretlemek için kullandığı bilet delme
işleminden esinlendiğini açıklar.

Ofis İşlemleri

19. yüzyılın sonlarında ofis makineleri üreten firmaların ürünleri,
ofislerde 3 önemli işlev görmekteydiler. Remington daktilo üreticisi
olarak doküman hazırlanmasında ve bilgilerin dosyalanmasında; Burroughs
firması hesap makinesinde ve IBM ise delikli kartlarda liderdi.

Şimdinin, geçmiş tarafından şekillendirildiğinin en iyi örneğini
daktilolarda görmek mümkündür. Hala gerek daktilolarda ve gerekse
bilgisayar klavyesinde harflerin dizilişini belirtmek için kullanılan
QWWERTYUIOP (kısaca Q klavye) Remington tarafından 1874 yılında
üretilen ilk daktilolarda kullanılmaya başlanmıştır. Bu dizilişin
nedeni daha önce üretilen daktilo klavyelerinde, yazım sırasında
harflerin birbirine geçerek sıkışmaya neden olmasıdır, başka herhangi
bir nedeni yoktur. 1874 yılında ilk daktilolar üretildiğinde, henüz
daktilo için pazar bulunmamakta, muhabirler, avukatlar, yazarlar ve
editörler bireysel olarak kullanmaktadırlar. Bunlardan Mark Twain
olarak da bilinen Samuel Langhorne Clemens şöyle yazar:

“Beyler, lütfen benim böyle bir makineye sahip olduğumu ifşa etmeyin.
Kesinlikle daktilo kullanmayı bıraktım. Çünkü kime daktilo ile yazı
yazdımsa hepsinden de, yazmak için kullandığım makineyi tanımlamamı
isteyen mektuplar aldım. Bu tür mektuplara karşılık yazmak ve
insanların böyle merakını uyandıran bir makineye sahip olduğumu
bilmelerini istemiyorum."

Bir süre sonra daktilolar için pazar oluşur ve giderek genişler, yıl
1890’a geldiğinde ise Remington firması yılda 20.000 adet satmakta,
daktilolar bireysel olarak kullanılan makine olmaktan çıkıp küçük ve
orta büyüklükteki işletmeler içinde kullanılan bir ofis makinesine
dönüşmektedir. 1900 yılı nüfus sayımına göre ise, A.B.D.’de 112.000
adet daktilograf bulunmakta ve bunların 86.000’i kadınlardan
oluşmaktadır. 1920’li yıllarda, artık daktilografların tamamına yakını
kadınlardan oluşmakta ve bir feminist yazar bunu "Kadının yeri
daktilosunun başıdır.” şeklinde alaya almaktadır.

Bilgisayar teknolojisinin başarılı olmasında ofis makinelerinin önderlik yaptığı 3 nitelik önemli olmuştur:
Ürün mükemmelliği ve düşük üretim maliyetleri
Ürünü satacak satış organizasyonlarının mevcudiyeti
Çalışanların teknolojiyi kullanmalarını mümkün kılacak eğitim organizasyonu

Daktilolar bilginin dokümanlaştırılmasına yardım ederken hesap makineleri de bilginin işlenmesine yardımcı olmuştur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://forumyorum.yetkinforum.com
Admin
***Admin***
***Admin***
Admin


Erkek
Mesaj Sayısı : 77
Yaş : 30
Nerden : _GeBzE_
Lakap : SERkAN11
GÖNDERİM :
BİLGİSAYARIN TARİHİ Left_bar_bleue57 / 10057 / 100BİLGİSAYARIN TARİHİ Right_bar_bleue

Kayıt tarihi : 16/05/08

BİLGİSAYARIN TARİHİ Empty
MesajKonu: Geri: BİLGİSAYARIN TARİHİ   BİLGİSAYARIN TARİHİ EmptyCuma Mayıs 16, 2008 7:42 am


İlk pratik yazar kasa 1879 yılında, Dayton’da lokanta işletmecisi James
Ritty tarafından bulunmuştur. Günümüzde kullanılan yazar kasa ile aynı
işlevi gören yazar kasayı keşfe zorlayan neden ise, James Ritty’nin
garsonlar tarafından alınan hesapların bir kısmının cebe
indirilmesiydi. James bu icadını sonraları, John H. Patterson’a satar
ve Patterson, günümüzde birçok yerde ATM makineleri de dahil olmak
üzere yazar kasa sektöründen bilgisayar çağına dönüşüm yapabilen
National Cash Register (NCR) firmasını kurar. Patterson çok geniş
eğitim ve satış ağı kurarak 1910 yılında, yılda 100.000 yazar kasa
satmaktadır ve yıl 1922’de ise, 2 milyonuncu yazar kasasını satar.

Delikli kartları üreten Hollerith’in firmasının başına, NCR’ın patronu
Patterson tarafından işten atılan Thomas J.Watson getirilir ve Watson
1924 yılında bu firmanın ismini Internatiomal Business Machines (IBM)
değiştirir ve anons eder, “Her yerde IBM makineleri kullanımda olacak.
Güneş asla IBM’in üzerine batmayacak.”

Babbage, İngiliz Hükümeti’nin desteğiyle 1820’li yıllarda başladığı ve
yaşamı boyunca tamamlayamadığı, Farklılık Motoru ve Analitik Motor
olmak üzere 2 hesap makinesi icat eder. Analitik Motor’daki en önemli
konu, hesap işlemlerinin rakamların hafızalanmasından ayrı olmasıydı.
Farklılık Motorunda ise, bu ikisi birbirine oldukça yaklaşmaktadır.

1935-45 yılları arasında, gerek IBM, Remington ve NCR gibi firmalarca
ve gerekse AT&T ve RCA gibi araştırma laboratuarlarında yaklaşık 10
tane bilgisayar yapılmış olmakla birlikte, bunlar tablo yapmada ve
balistik hesaplamada kullanılıyorlardı ve bunların en başında da IBM
tarafından Harvard Üniversitesi için 1937-43 yılları arasında yapılan
Harvard Mark I isimli bilgisayar gelmekteydi. Bu makine 5 ton
ağırlığında, bir mühendislik abidesiydi ve 5 beygir gücüne sahip
elektrik motoru ile sanki “Ondokuzuncu yüzyıl İngilteresi’nin tekstil
makinesini” andırıyordu. Bu bilgisayar (makine) 72 rakam saklayabiliyor
ve saniyede 3 toplama veya çıkarma işlemi yapabiliyordu. Bir çarpma ise
6 saniye alıyor, logaritmik veya trigonometrik hesaplar ise, bir
dakikadan fazla zaman almakta idi. Programlanması ise, 3 inç
genişliğinde delikli kartlardan oluşan kağıt bantlar üzerine
yapılmıştı. Bu makinenin önemi ise hızından değil, tamamlanmış olan ilk
tam otomatik makine olmasındandı. Makine 1943 yılında gizli olarak test
edilmeye başlanmasına rağmen, 1944 yılında Harvard Üniversitesi’ne
aktarılmış, kamuoyuna açıklandıktan sonra ise, American Weekly dergisi
makineyi “Harvard’ın Süper Robot Beyni” ve Popular Science Monthly ise
"Robot Matematikçi bütün cevapları biliyor.” şeklinde tanıtılır.
Harvard Mark I çalıştığı 15 yıl boyunca çok fazla faydalı olmamasına
rağmen, bilgisayar çağı için üretilen ve kullanılan ilk tam otomatik
makine olarak çok önemli bir kilometre taşını oluşturmaktadır.

İkinci Dünya Savaşı, sonuçlarını geniş ölçüde teknolojik araştırma ve
teknolojik gelişmelerin belirlediği bilimsel bir savaştır. Bu konuda en
önemli iki program, atom bombasının geliştirildiği Manhattan Projesi
ile MIT’de geliştirilen radardır. Bu kapsamda yürütlen projelerde
çalışan John Mauchly’nin 1942 yılında yayınladığı, Yüksek Hızlı Vakumlu
Tüplerin Hesaplamalarda Kullanımı’na ilişkin notlar, elektronik
bilgisayar projesi için gerçek bir başlanğıç noktasını oluşturur. Bu
notlar 1943 yılında, Proje PX, yani ENIAC (Electronic Numerical
Integrator and Computer) olarak hayata geçer. ENIAC 18.000 vakumlu
tüpü, 70.000 resistörü ve 6.000 düğmesiyle, daha önce üretilen tüm
makinelerden daha kompleks bir yapıya sahiptir. Projeyi yürüten ekibin
Von Neumann ile karşılaşması projenin geleceği açısından önemli
değişikliklere neden olur. Neumann, gelince ENIAC’ın eksilerini görür:
çok az hafıza (10 rakam), çok fazla vakumlu tüp (ortalama 10 dakikadan
az bir zamanda tüp yenilenmesi) ve çok uzun yeniden programlanma. Bu
yeni bir proje olan Projet Y, EDVAC (Electronic Discrete Variable
Automatic Computer)’ın doğuşunun habercisidir. Von Neumann 1945 yılında
EDVAC üzerine ilk raporunu yayınlar. Bu raporda yer alan makine yapısı,
günümüzde bilgisayar uzmanlarınca Neumann Mimarisi olarak da
anılmaktadır. 1946 baharında ENIAC tamamlanır ve savaş da bitmiştir.
Makinenin ürettiği 150 kilowatlık ısı için 20 beygir gücünde 2 tane
vantilatör çalışmaktadır.

1946 yılında ENIAC’ın üretiminde bulunanlardan 2 kişi bir şirket kurar
ve İstatistik Bürosu için makine üretmek için anlaşırlar. Bu makine
UNIVersal Automatic Computer (UNIVAC)’tır. UNIVAC’ın en önemli özelliği
ise, depolama için delikli kartlar yerine manyetik bantları kullanacak
olmasıdır. Daha sonra firma, BINAC (BINary Automatic Computer) üretmeye
karar verir. Ancak üretilen BINAC makineden istenilen sonuç alınamaz ve
firma yeniden UNIVAC’a döner.

1950’li yıllara gelindiğinde bilgisayarlar esas olarak, tekrar
bilgisayar üreticileri ve işletme kullanıcıları tarafından üretilmeye
başlanır. 1943 yılında Watson, Araştırma Geliştirme Birimi yöneticisine
"dünyadaki en iyi elektronik profösörünü bulup IBM için getirmesini"
ister ve 1945 yılında IBM Profösör Wallace Eker’i kiralar. 1947 yılında
CPC (Card Programmed Calculator) üretilir ve 1949 yılında müşterilere
gönderilir.

Bu arada, UNIVAC’ı üretecek firma sahipleri firmayı IBM’e satmak
isterler, ancak bu mümkün olmaz ve Remington firması bu firmayı satın
alır. 1950’nin yazında UNIVAC tamamlanır. Makinedeki 5.000 tüpün
ürettiği sıcaklık 120 kilowattır. “Çalışanlar ilk kravat ve ceketlerini
çıkarırlar, bunları birkaç gün sonra diğer kıyafetler takip eder ve
nihayet iç çamaşır ile çalışmaya devam edilir.” Testlerden başarılı bir
şekilde çıkan UNIVAC, Remington tarafından 1952 yılında CBS
televizyonunun ikna edilmesi sonucu başkanlık seçimlerinin tahmininde
kullanılır. Seçimden aylar önce program hazırlanarak daha önceki
seçimlerdeki örnekler de dikkate alınarak sonuçlar tahmin edilmeye
çalışılır ve UNIVAC ilk tahminini akşam 8.30’da yapar: Eisenhower’ın
438 delege, Stevenson’un ise 93 delege alacaktır ve Stevenson’un
kazanma şansı sıfırdır. Ancak bu tahmin, seçimden önceki gün Gallup ve
Roper firmalarının yaptığı kamuoyu yoklamalarının tam tersidir. CBS
yetkilileri düşünüp taşındıktan sonra böyle bir sonucu
açıklayamayacaklarına karar verirler ve bunun üzerine UNIVAC’ın
operatörlerinden parametreleri ayarlamalarını isterler. Akşam 9.15’te
CBS açıklar. Eisenhower 8’e 7 seçimi alacaktır. Oysa, seçim sonucu
UNIVAC’ın tahminine çok yakın çıkar ve Eisenhower 442’ye 89 kazanır.
Bilgisayarın ilk kez seçim gecesi komuoyu ile tanıştırılması,
bilgisayar tarihi açısından önemli bir hamledir. O zamana kadar halk,
bilgisayarı duymuş, ama görmemiştir ve bilgisayar UNIVAC’tır.

IBM, UNIVAC’ın bu başarısına karşı, birçok yönden UNIVAC’tan üstün olan 702 model Electronic Data Processing Machine üretir.

1950 yılında ticari anlamda üretilmiş hiçbir bilgisayar bulunmazken,
1960 yılında 5.000 bilgisayar A.B.D.’de bin veya ikibin bilgisayar da
diğer ülkelerde bulunmakta ve bu rakam 1970’te A.B.D.’de 80.000 iken,
diğer ülkelerde 50.000’i bulur.

1960’ın sonunda IBM’in satışları 7.2 milyar ABD Doları, çalışan sayısı
250.000’i ve pazar payı %70’i bulmuştur. IBM bir yandan ürün hattında
bilgisayardan yana dönüşüm yaparken, öte yandan yılda %15-20 oranında
büyümektedir. 1960 yılında IBM, bilimsel kullanıcılar için, veri işleme
müşterileri için, büyüklü küçüklü olmak üzere 7’den fazla farklı
modelde bilgisayar üretmektedir. Ancak başta yazılım olmak üzere bir
çok uyum problemi yaşanır. IBM her ne kadar yazılım problemini RPG
(Report Program Generator) ile çözerse de, tam anlamıyla istenilen
sonuçların alınmadığı kanaatine ulaşılır. Yeni bir proje başlatılır ve
bununla, yeni makinenin tüm ürün yelpazesi ile uyumlu olması, bir
makine için program yazıldıktan sonra yeni makine için tekrar program
yapılmaması gibi konular amaçlanır. NPL (New Product Line) isimli proje
yaklaşık 5 milyar A.B.D. Doları tutarındadır ve Fortune dergisi
muhabiri Tom Wise projeyi "IBM’in 5 milyar $’lık kumarı” başlığı ile
duyurur ve ekler: “İkinci Dünya Savaşında Atom Bombasının yapıldığı
Manhattan Projesi bile bu kadar paraya mal olmamıştı.” Projenin direk
araştırma masrafları 500 milyon $’dır. Üretilecek makineye bütün
ürünleri kapsaması anlamında System/360 adı verilir. Bu ürüne talep o
kadar fazla olur ki, IBM 9.000 siparişin yarısını dahi üretemez.
System/360’in 3. yılında, IBM’in bu üründen geliri proje gideri olan 5
milyar doları aşar. System/360’ın IBM’i, IBM yapan ürün olduğu
söylenir. Ürünün, eksisi ise zaman paylaşımı niteliğine sahip
olmayışıdır.

1970’li yılların ortalarında, bilgisayar teknolojisi sektör olarak
otomobil ve petrolle birlikte, dünyanın en önemli endüstrilerinden
birisi konumundadır. A.B.D.’de üretilen her 120$’ın 1$’ı bilgisayar
sektöründendir. 1976 yılına gelindiğinde IBM, dünyada mainframe
(anaçatı) bilgisayar pazarının 3’te 2’sine sahip olmakla birlikte,
global bilgisayar pazarında payı %50’ye, 1985 yılında ise %25’e düşer.
Bu düşüşte yönetim anlayışı, pazarlama organizasyonu ve tekelci
yaklaşımlarına tepkiler gibi faktörler etkili olur.

Yazılım

İlk hafızalanmış program, 1949’da Cambridge EDSAC bilgisayarda
kullanılır. Önceleri programlardaki hatalar, sadece hata olarak
adlandırılmasına rağmen, sonraları program hatalarına "bug", hataları
düzeltmeye de "debugging" denilmeye başlanır. 1953 yılına gelindiğinde,
programlama araştırmalarının merkezi İngiltere’den A.B.D.’ye taşınır.
Bilgisayarların sürekli olarak tekrar programlanmasına en önemli çözüm
1953 yılında IBM’de 29 yaşındaki proje lideri John Backus’tan gelir.
John’un ürettiği program Formula Translator, kısaca FORTRAN’dır. Çok
başarılı bir programlama dili olan FORTRAN hala kullanılır. 1966
yılında FORTRAN, American NationalStandars Institute tarafından resmi
olarak standartlaştırılan ilk programlama dili olur. FORTRAN bilimsel
uygulamalar için standart dil olurken, COBOL (COmmon Business Oriented
Language) A.B.D. Hükümeti tarafından yaratılır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://forumyorum.yetkinforum.com
Admin
***Admin***
***Admin***
Admin


Erkek
Mesaj Sayısı : 77
Yaş : 30
Nerden : _GeBzE_
Lakap : SERkAN11
GÖNDERİM :
BİLGİSAYARIN TARİHİ Left_bar_bleue57 / 10057 / 100BİLGİSAYARIN TARİHİ Right_bar_bleue

Kayıt tarihi : 16/05/08

BİLGİSAYARIN TARİHİ Empty
MesajKonu: Geri: BİLGİSAYARIN TARİHİ   BİLGİSAYARIN TARİHİ EmptyCuma Mayıs 16, 2008 7:42 am


Genel kamuoyunun yazılımdan kaynaklanan bir hatanın etkisini gördüğü en
önemli olay, A.B.D. tarafından Venüs gezegenini keşif için dizayn
edilen Mariner 1 isimli uzay aracının yörüngesinden çıkmasıdır. 22
Temmuz 1962 sabahı uzaya fırlatılan araç kalkıştan 4 dakika sonra
yörüngesinden çıkar ve herhangi bir zarar vermesine izin verilmeksizin
hemen imha edilir. Olayın araştırılması sonucunda, FORTRAN dilinde
yazılan programda bir eşitlikte kullanılan yanlış bir karakterin bu
sonuca yol açtığı ortaya çıkar.

1968 yılında Almanya’nın Garmisch kentinde düzenlenen bir konferansta
ilk kez yazılım mühendisliği kavramı kullanılır ve bu konferans
programlama kavramında yazılımı gerçek bir disiplin altına alan
kültürel bir değişiklik başlatır.

Yapısal Programlama deyimi ilk kez 1971 yılında icat edilen Pascal
dilinde kullanılır. Bu deyim aynı zamanda A.B.D. Savunma Bakanlığı
tarafından güvenlik gerektiren kritik yazılımların yazıldığı Ada
programlama dilinde de yer alır.

Kişisel Bilgisayarlar

Günümüzde bilgisayar denildiğinde, bir çok insan masasının üzerinde
kullandığı kişisel bilgisayarı düşünür ve bu kişisel bilgisayarın
ticari veri işlemede kullanılan bilgisayarlarla herhangi bir direk
ilişkisi yoktur. Kişisel bilgisayarlar, kesinlikle farklı bir kültürün
ürünüdür ve gelişiminde zaman paylaşımın, BASIC programlama dilinin,
UNIX’in, mini bilgisayarların ve yeni mikro elektronik aletlerin etkisi
olmuştur.

Zaman paylaşımlı bilgisayarlar, birden fazla kullanıcının aynı
bilgisayarı kullanmasına olanak veren ve her bir kullanıcının kendisini
sistemin tek kullanıcısı olarak görmesini sağlayan sistemdir ve bu
sistem MIT de 1961 yılında geliştirilmiştir.

1964 yılında geliştirilen BASIC (the Beginners All-purpose Symbolic
Instruction Code), üniversite öğrencilerinin kendi programlarını
geliştirmelerine olanak sağlamalarına yönelik geliştirilen basit bir
programlama dilidir. 1970’li yıllarda her bilgisayar üreticisi, eğer
eğitim pazarında ürününü pazarlamak isterse, müşterisine bir BASIC
translatör de sağlamak zorundadır. BASIC programlama dilinin sahneye
çıkışından önce 2 tür bilgisayar kullanıcısı vardır: diğer insanlar
için program geliştiren profesyonel bilgisayar kullanıcıları ve acemi
bilgisayar kullanıcıları. BASIC 3. bir grubu yaratır. Bu,
bilgisayarlarını kişisel bir bilgi aracı olarak gören ve kendi
programlarını geliştirenlerin oluşturduğu bir gruptur.

Zaman paylaşımlı bilgisayar fikrinden sonra, 1962 yılında A.B.D.
Savunma Bakanlığı’nca Advanced Research Projects Agency (ARPA) projesi
geliştirilir. O zamanlar bu proje az bilinmesine rağmen, kültürel
etkisi büyük olur. ARPA Projesi’ne önceleri Sovyetler Birliği’nin ilk
uydu fırlatmasından kaynaklanan 1957 yılındaki Sputnik Krizi’ne
karşılık olmak üzere başlanır.

UNIX işletim sistemi 1969-74 yılları arasında Bell Laboratuarlarında
Ken Thompson ve Dennis M. Ritchie tarafından geliştirilir. C
programlama dilinin kullanımı UNIX’in her türlü bilgisayar sisteminde
kullanılmasını mümkün kılar.

1965 ve 1975 yılları arasında, dijital entegre devrelerin üretilmesi,
bilgisayar fiyatlarında olduk düşüşler meydana getirir; 1970 yılında
1965 yılının gücüne sahip 200.000$ değerindeki mainframe bilgisayara
denk minicomputer’ler 20.000$’a satılmaya başlanır. Minicomputer’ler
daha çok A.B.D. elektronik sektöründeki minyatürleşmenin sonucudur.
Minicomputer teknolojisi ile birlikte, değişim elde kullanılabilen
elektronik hesap makineleri, dijital saatleri, video oyunları ve
nihayet kişisel bilgisayarlar gelişir. 1950-65 arası dönemde, vakumlu
tüplerden önce transistörlere, daha sonra da entegre devrelere
(çiplere) geçiş olur. 1950’li ve 60’lı yıllrda elektronik endüstrisi 2
bölgede yoğunlaşır. Bralar Boston ve San Fransisco Körfez Bölgesindeki
Silikon Vadisidir. İlk firmaların buralara yerleşmelerinin temel nedeni
ise MIT ve Stanford gibi araştırma üniversitelerinin buralarda
bulunmasıdır.

MIT’den ayrılan Keneth Olsen ile Harland Anderson tarafından 1957
yılında Boston civarinda Digital Equipment Corporation (DEC) kurulur.
DEC 1960 yılında ilk bilgisayarı olan PDP-I (Programmed Data
Processor)’i üretir ve 125.000$’dan satışa sunar. O zamanlar bir
bilgisayar yaklaşık 1 milyon $ değerindedir. Yıl 1965’te PDP-8 üretilir
ve bu bilgisayar entegre devrelerin kullanıldığı, daha küçük ve daha
ucuz bir bilgisayarın fiyatı sadece 18.000$ ‘dır. 1966 yılına kadar 800
adet PDP-8 satılır, gelecek on yıla kadar gündemde kalır ve bu süre
içinde 30-40.000 sistem satılır. Bir çok üniversite ve araştırma
laboratuarı bu makineden alır ve bu makine bilgisayarı hobi edinenler
kültürü yaratır.

1960’lı yıllar entegre devre çiplerinin meydana çıkış gelişme yılları
olur. İlk entegre devre çipi 1962 yılında askeriye için üretilir,
üzerinde yaklaşık yarım düzine transistör bulunan bu çipin maliyeti
50$’dır. Çiplerin üretimi ve üzerinde barındırdığı transistör sayısı
yıllar içinde katlanarak artarken, üretim maliyeti de aynı oranda
düşer. Entegre devrelerin gelişimi, bilgisayar teknololojisinin
ötesinde bir çok elektronik üründe önemli etkiler meydana getirir.
Bunlardan birincisi, hesap makinesi endüstrisidir. Elde kullanılan ilk
hesap makinesi 1971 yılında 100$’lık bir etiket fiyatıyla piyasayla
tanışır ve yılı 1975’e geldiğinde fiyatı 5$’dır. Bir diğer sektör,
dijital saaat sektörüdür. İlk dijital saat 1973 yılında 250$’dır ve
denilebilir ki o tarihte bir dijital saaatin hesaplama gücü ENIAC
bilgisayarın gücüne eşittir. Bu fiyat 1975’te 150 $’a düşer, şimdilerde
ise birkaç dolardır. Elektronik entegre devrelerden önemli oranda
etkilenen bir diğer sektör ise, video oyunları endüstrisidir. 1971
yılında kurulan Atari firması, ilk oyunu olan masa tenisi oyununu 1974
yılı Noel’inde piyasaya sürer, fiyatı 350$ olan bu oyun 1976’da 50$’a
düşer.

Şunu belirtmek gerekir ki, 1970’li yılların başında hesap makinesi,
dijital saat ve video oyunları bilgisayar sektöründen oldukça ayrı ve
bağımsız sektörler iken, 1970’li yılların sonunda, aynı mikro işlemci
içinde birleşmişlerdir.

1971 yılında bulunan mikro işlemciler, 1973 yılına kadar yaygın değil
iken 1979 yılında yıllık mikro işlemci satışı 75 milyonu bulur.

Kişisel bilgisayarların gelişimi ile radyonun gelişimi arasında
paralellikler bulunmaktadır. 1890’lı yıllarda şimdi dinlediğimiz radyo
bilimsel roman konusu bir muammadır. Mors alfabesi yoluyla bir noktadan
diğer noktaya kablosuz olarak ilk kez 1901 yılında, Guglielmo Marconi
tarafından gerçekleştirilir. Guglielmo bu tarihte, S harfini sürekli
olarak İngiltere’den Kanada’ya aktarır. Bu başarı firmaların ve telgraf
şirketlerinin özel ilgisini çeker. Bir taraftan firmalar bunu kullanma
yollarını araştırırken, diğer yandan hobi sahiplerinin dikkati de bu
konuya yönelmekte, 1917 yılına gelindiğinde lisanslı amatör 13.581
operatör bulunmakta, lisanssızlarla bu sayı 150.000’i bulmaktadır. İlk
radyo yayını fikri ise Birinci Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkar ve
1922-1924 yılları arasında A.B.D.’de radyo yayını yapan 564 radyo
istasyonu vardır ve herbir radyo da 80$’a satılmaktadır. Radyo
yayınlarının ortaya çıkışı 3 önemli noktayı gündeme getirir: Birincisi,
radyonun uzun dönemde ortaya çıkaracağı önem başlanğıçta fark
edilememiştir. İkincisi, radyonun yaygınlaşmasında en önemli aktör
amatörler olmuş, bunlar ilk radyo alıcılarını kendileri yapmışlardır.
Üçüncüsü, bir kere radyo yayını kurulduktan sonra, pazar dev firmalar
(radyo üreticileri ve yayıncıları) tarafından ele geçirilmiştir.

Benzer oluşumun, kişisel bilgisayarın gelişiminde de meydana geldiği
anlaşılır. Mikro işlemcilerin olduğu piyasada, amatör bilgisayarcılar,
kişisel bilgisayara dönüşümde önemli rol oynamışlar ve kişisel
bilgisayar sektörü daha sonra IBM gibi devlerin oyunlarına sahne
olmuştur.

Kişisel bilgisayara olanak sağlayan teknoloji olan mikro işlemciler,
1969-71 yılları arasında İntel’de üretilir. 1968 yılında Robert Noyce
ve Gordon Moore tarafından kurulan İntel, önceleri yarı iletken
hafızalar ile hesap makineleri ve video oyunları gibi ürünlere çipler
üretmektedir. 1971 yılında İntel açıklar: “Elektronik devrelerin yeni
çağı...bir çipte programlanabilir mikro bilgisayar” ve bu 4004 model
çipin fiyatı yaklaşık 1000$’dır. Bu çip bir kerede 4 bit veri
işleyebilmektedir. İki yıl içerisinde, İntel bir kerede 8 bit
işleyebilen 8008 modeli çıkarır. Belirtmek gerekir ki, bu
bilgisayarlar, şimdi kullanmakta olduğumuz kişisel bilgisayarlar gibi
değildi. Kağıt bant takılabilen, delikli kartlarda programı işletilen
aletlerdi.

1975 yılı Ocak ayında mikroişlemciye dayalı ilk bilgisayar olan Altair
8800 yayınlanır, Popular Electronics dergisinin ön sayfasında. Bu
makine demonte vaziyette ve bilgisayarı hobi edinenlerin kendilerinin
parçaları bileştirebileceği türdendi ve fiyatı 400$’ın altındaydı.
Bilgisayar içinde merkezi işlemcisi bulunan ön tarafında düğmeleri ve
neon lambaları bulunan tek bir kutu içerisindeydi. Ne ekran, ne klavye
ve ne de yeteri kadar hafızası vardı (sadece 256 bayt), faydalı bir
şeyler yapmak için. Altair 8800 sadece, ön panelde yer alan düğmeler
yardımıyla ikili sistem (binary) kodlarıyla programlanabiliyordu.

1955 yılında doğan Bill Gates, bilgisayarlarla olan ilk tecrübesini,
1969 yılında okul tarafından kiralanan bilgisayarda, BASIC kullanarak
program yapmakla yaşar. Yakın arkadaşı Paul Allen’in de programlama
tutkusu vardır ve Paul Washington State Üniversitesi’ne bilgisayar
konusunda okumaya, Bill Gates de babasının etkisiyle Harvard da hukuk
okumaya gider 1973’te. Bununla birlikte, Bill Gates geceleri hala
programlama ile uğraşmaya devam etmektedir. Altair 8800 1975 yılında,
Bill Gates ve Paul Allen’in hayatını değiştirir. Makineyi duyar duymaz
ikisi birlikte, makineyi üreten MITS firmasına başvurarak makine için
BASIC dilinde yazılım yazmayı önerirler ve ikisi birlikte Micro-Soft (-
işareti sonra kaldırılı.) firmasını kurarlar. 1975 yılı Şubatında ilk
programlarını yazarlar ve iyi bir işletmecilik örneği göstererek
firmaya yazılımı her şeyiyle satmayıp, sadece royalti usulüyle
satarlar. Yani firma Altair 8800 sattıkça Microsoft da kazanacaktır.
1975 yılının ilk üç ayında MITS firması 1 milyon $’lık sipariş alır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://forumyorum.yetkinforum.com
Admin
***Admin***
***Admin***
Admin


Erkek
Mesaj Sayısı : 77
Yaş : 30
Nerden : _GeBzE_
Lakap : SERkAN11
GÖNDERİM :
BİLGİSAYARIN TARİHİ Left_bar_bleue57 / 10057 / 100BİLGİSAYARIN TARİHİ Right_bar_bleue

Kayıt tarihi : 16/05/08

BİLGİSAYARIN TARİHİ Empty
MesajKonu: Geri: BİLGİSAYARIN TARİHİ   BİLGİSAYARIN TARİHİ EmptyCuma Mayıs 16, 2008 7:42 am


Mainframe bilgisayarların laboratuar ortamından işletme makinelerine
dönüşümü yaklaşık bir on yıl alırken, kişisel bilgisayarların dönüşümü
iki yılda olur. Bu hızlı dönüşümün nedeni de, gerekli olan klavye,
ekran, disk sürücüler ve yazıcılar gibi alt sistemlerin zaten piyasada
mevcut olmasıdır.

1976 yılına gelindiğinde, sadece bir kaç yazılım firması bulunmakta ve
bunlar da çoğunlukla sistem yazılımı üretmektedir. En popüler ürünler
ise, Microsoft’un BASIC programlama dili ve DEC’in CP/M işletim
sistemidir. 1977 yılında, Microsoft’un 5 çalışanı bulunmakta ve yıllık
satışları tutarı 500.000$ civarındadır.

Aynı tarihlerde uygulama programları ise, oyun, eğitim ve işletme olmak
üzere 3 temel pazarda boy göstermektedir. Oyun programları bir çok genç
programcıyı harekete geçirir. İşletmeler için paket programların pazarı
1978-1980 yılları arasında gelişir. Bu konuda yaygın olarak kabul gören
ilk uygulama programı şu anda kullanılmakta olan Excel programına
benzer fonksiyonları görev VisiCalc programıdır. Kelime işlemci
programların gelişimi ise, 1980 yılını bulur.

IBM gelişmekte olan kişisel bilgisayar pazarının farkındadır ve kişisel
pazara girmesinde, diğer firmalara nazaran önemli avantajları
bulunmaktadır. IBM üreteceği kişisel bilgisayar için o sıralarda CP/M
işletim sisteminin geliştirici Gary Kildall’a teklifte bulunur, ancak
Gary teklifi reddeder, bu teklif-red hikayesinin bir çok versiyonu
konuşulur ve IBM Microsoft’u tercih eder. Microsoft IBM ile anlaşma
yaptığında, elinde henüz bir işletim sistemi bulunmamaktadır. Bill
Gates yerel bir firmadan 30.000$ karşılığında, sonraları bilgisayarla
ilgilenen herkesin dilinden düşmeyecek MS-DOS’a dönüşecek işletim
sistemini alır. Bu işletim sistemi IBM tarafından satılan her kişisil
bilgisayarla birlikte satılmakta ve Microsoft programın her kopyasından
10-30$ arasında bir royalti gelirir elde etmektedir. 1981 yılında ilk
IBM kişisel bilgisayar, sonraları sadece kişisel bilgisayar olarak
adlandırılan bilgisayarlar üretilir, 64 kilobayt hafıza ve floppy
diskle birlikte 2.880$’dır. 1982-83 yıllarında IBM’in kişisel
bilgisayarı endüstri standardı haline gelir, bir çok yazılım firması
ürünlerini IBM kişisel bilgisayarı ile uyumlu olacak bir şekilde üretir
ve 1983 Ocak ayında Time dergisi, yılın adamı olarak IBM PC’yi seçer.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://forumyorum.yetkinforum.com
 
BİLGİSAYARIN TARİHİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
_FoRuMu yAşAtAn yOrUmDuR_ :: Ödev Arşivi :: Bilgisayar Teknolojileri-
Buraya geçin: